Gör Beni Kitap Konusu ve Yorumu – Azra Kohen-

Gör Beni Kitap Konusu ve Yorumu adlı yazıda okuyucular; kitabın konusuna, yorumuna, karakterlerine, yazarına, sayfa sayısına ve kişisel analizlerime ulaşabilirler. Keyifli okumalar. Bilgitutuk.com...

gör-beni-kitap-konusu-yorumu-azra-kohen

1930’lu yıllar, ölümün kıyısından dönmüş insanların yeniden hayata tutunmaya çalıştığı yıllardı. O yıllarda ülke savaştan çıkmış, yeni bir rejimin getirilerini kabul etmeye çalışıyordu. Tek kişinin hakimiyetindeki iktidar gitmiş yerini kendi elleriyle yönetenin seçilebildiği bir özgürlük gelmiştir. Mutluydu halk o yıllarda. Kazanmış zaferin bağımsızlığında özgürce dolaşıyorlardı vatanlarında. Mutsuzdu halk o yıllarda. Her ev en az bir can gömmüştü toprağın altına. O topraktan büyüyen bağımsızlık sayesinde nefes aldıklarının farkındaydılar.

Şaşkındı halk. Her zaman okudukları yazılar gitmiş, zamanın alimleri okuma yazma bilmeyen birer cahil haline gelmişti. Umutluydu halk. Köylerinden çıkmadan medeniyete ulaşma şansı yakalamışlardı. Eğitimi ayaklarına getiren sistem, onlardan ne kadar umutluysa elleri savaşta nasır tutmuş halkta o kadar umutluydu kendinden. İkiye ayrıldı halk o yıllarda. Savaşta hiçbir şeyini kaybetmemiş fakat zaferle beraber saraylarından, lüks yaşamlarından olan insanlar, eskiyi arar olmuştu. Savaşla her şeyini kaybetmiş fakat zaferin gelmesiyle yeniden hayat bulmuş canlar ise yeniye şükür, eskiye mazi gözüyle bakar olmuştu o yıllarda. Tüm bu çatlakların arasından, yeni doğmuş bir vatanı ayaklanmadan boğazlamaya çalışanlar türemiştir. Bu türeyenlerin tek bir hedefi vardı. Eskiyi tekrar diriltme umudu taşıyan yüreklere istediklerini vermek. Tabi bunu yapmaktaki amaç, saltanatı düşünmeleri değildi. Tek dertleri zayıflatmak ve sömürmek.

Cahilliğin zirvesindeydi halk o yıllarda. Yeni düzene alışmaya çalışan halk eğitim seviyesini yükseltemeye çalışırken, eğitimin her türlüsünü görmüş fakat Anadolu’nun acısını görememiş eski düzen yanlıları ise uzanan en ufak bir dala cahilliğin dorukların sarılır olmuş. Ne ararsan vardı o yıllarda. Umut da vardı umutsuzlukta, hayat da vardı ölümde, cahil de vardı okumuşta. Ha bir de kadın vardı o yıllarda. Yeni yeni doğmaya başlayan, gören herkesi şaşkına çeviren kadınlar. Evde, doğurmaktan ve hizmet etmekten başka opsiyonu olmadığı düşünülürken, birden sahaya çıkan yetenekler. Kurak bir çölde belirmeye başlayan ağaç ve nehir gibiydi. Vatanın her yerinden kafalarını çıkarmış, seslerini insanlara ulaştırmayı başarmışlardı. Doğum vardı o yıllarda. Kadınların hakları doğmuş, onların zihinlerindeki verim vatanın geleceğine ışık tutmaya başlamıştı.

Azra Kohen’in dördüncü kitabı Gör Beni de o yılları anlatan bir kitap olarak karşımıza çıkıyor. 593 sayfadan oluşan kitap, biz duygusuna odaklanarak toplumun merkezindeki kadının doğuşuna şahitlik ediyor.

Gör Beni Kitap Konusu

Cumhuriyet yeni kurulmuş ve vatan toprakları, Osmanlı dönemine sahip çıkan sarıklılar ile yeniliği kabul eden şapkacılar arasında sıkışıp kalmıştı. Osmanlının zenginleri mallarının büyük çoğunu kaybetmiş, yalılarından olmuş, apartman dairesinde sıkışıp kalmıştı. Savaştan yorgun düşen köylüler, devletin yardımıyla şehre taşınmış, bazıları ise köylerinde kendi imkanlarıyla yıkıntılarını tamir etmeye başlamışlardı. Ülkü ve ailesi de Egenin bağrından kopmuş, İstanbul’da hayat mücadelesine tutuşmuş savaş mağdurlarıydı. Bu ailenin tek bir hedefi vardı. Para biriktirerek yıkılan evlerini yeniden inşa edip köye dönmek.

En büyük kızları Ayşe dikişten anlayan hayat dolu, zeki genç bir kız. Ortanca kızları Ülkü ise elinden her iş gelen, doğal şifalı bitkilerle insanların yaralarına deva olan güzeller güzeli bir kız. En küçük kız İlmiye ve küçük kardeşleri Ali ise yeni eğitim sisteminin ilk çocukları arasında kendilerini gösteriyorlar. Her ikisi de yeniliklere meraklı, doğru soruları soran pırıl pırıl zihinler. Bu aile, savaşta babalarını ve abilerini kaybetmiş yas tutan anne ve babaanneyle başbaşa kalırlar. İstanbul’un ilk apartmanlarından sayılan zenginlerin oturduğu apartmanda oturuyorlar ve göze batmadan yaşıyorlardır. Ta ki sadrazamın oğlu olan Selim Ülküye aşık olana kadar. Ülkü, cumhuriyetin getirdiği en güzide kadındı. Selim ise, Cumhuriyet düşmanı bir adam. Selimin tek hedefi eskiden ait olduğu makamı ve saygınlığı geri kazanmaktı. Selim’e göre vatan çıldırmıştı. Ülkü de bunun en büyük kanıtıydı. Çünkü Ülkü peçesini çıkarmış, at süren, üzerinde erkek kıyafetleriyle dolaşan bir kadındı. At sürmeyi savaşta öğrendiğini bir sadrazam oğlu nasıl bilecekti ki. Yada o erkek kıyafetlerinin ölen babasına ait olduğunu. Savaşı yalıdan izleyen herkes gibi yadırgadı Ülkü’yü, Ülkü de onu. İkisi de birbirlerinin içinde yatan cevheri görmeden saldırıya geçtiler. Biri onu cahillikle diğeri onu züppelikle suçladı. Ta ki hakikat galip gelip birbirlerine gör beni diyene kadar.

Kitap Konusu İtibariyle Beklentiyi karşıladı mı?

Azra Kohen, düşünceleri ve hayata bakışıyla en sevdiğim yazarlardan. Onun biz anlayışı ve insanlığın geleceği konusundaki fikirleri her zaman saygıyı hak ediyor. Edebi dil bakımından elbette birçok yazarın gölgesinde kalan bir yazar buna rağmen düşünceleri ve hayata bakışı biz duygusunu aşılıyor insana. Bu kitabı bitirdiğinizde birçok bilgi ile ayrılacaksınız o dünyadan. Ardından tekrar tekrar altını çizdiğiniz cümleleri okuyacaksınız. Etrafınızdaki insanlara anlatacaksınız etkisi altında kaldığınız o cümleleri.

Gör Beni Kitabında en dikkatimi çeken yer hiç kuşkusuz Sümerlerin olduğu yerlerdi. Basit birkaç cümleyle derslerde anlatılan bu uygarlığın gerçek yüzünü okuduğunuzda şaşırmadan edemeyeceksiniz uyarayım.

Kitabın olmayan yerlerine gelecek olursak. Birincisi olay örgüsü çok olmamasına rağmen kitap fazla uzun geldi bana. Cümleler birbirinin eş anlamlısı gibi sıralanmış ve tekrara düşmüş. Daha kısa bir kitapla da derdini anlatabilirdi diye düşünüyorum. Onun dışında Ülkü karakteri çok gerçekdışı duruyordu. O karaktere verilen özen dağıtılmalı diğerlerine de verilmeliydi. Ayşe karakteri özellikle çok harcanmış ve basit geldi bana. Ülkü ise çok fazlaydı. İnsanı gerçek kılan bana göre yapabildikleri kadar yapamadıklarıdır da. Ülkü, mübarek her şeyi yapıyordu ve hep ilgi kızın üzerindeydi. Sanki diğerlerin işi gücü yok tüm gün o kıza alkış tutuyorlardı. Neyse, olmayan yerleri sadece bunlardı diyebilirim.

Gör beni Kitap Konusu ve Yorumu adlı yazımı burada sonlandırıyorum. Herkesin birbirini gördüğü bir dünyada görüşmek dileğiyle keyifli okumalar…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.